19.01.2016

Güncel yalnızlık - son ay


Doguma sayılı günler kaldı bu yüzden hep söyledigim gibi vakit yaklaştıkca insanı bir tedirginlik merak heyecan ve bundan sonra neler olacak korkusu sarıyor. Tabii diger yandan da biliyorum ki, her zaman oldugu gibi yine herşey olacagına varacak... Korkacak birşey yok! Tılsım kendimi böyle avutsamda ruhen ve bedenen yoruldugumu hissedebiliyorum. Etlerim sanki yer yer çürümüş gibi acıyor. Yinede şikayetlenmeye korktugum tatlı bir acı. Oturmakta, oturduktan sonra komik  bir şekilde kalkmakta dahi zorlandıgım mutluluk veren sıkıntılar. Bir çok kadının söyledigi gibi benimde en büyük sorunum çoraplarım oldu mesela. Ama ne zaman giyinmek icin debelensem kendimi hayatımı sorgularken bulup sonunda küfrediyorum. Kaderime degil, zor günümde yanımda olmayı başaramayan o adama! Elbette bunuda başarabilirim diyerek derin bi nefes alıp kalkıyorum yerden ve acıyarak kızıyorum kendime, hayati bi durum olsa yine ilk koşan sen, bi ilgilenen sen olacaksın o şerefsizle diye. Barışıp barışmadıgımıza dair instagramdan mesajlar alıyorum. Hala merak ederek halimi hatırımı sormayı unutmayanlara çok tesekkür ederim ki, gerçekten görüldügü gibi barışmak kelimesi  dahi yaşadıklarımın yanında çok hafif kalıyor. Çünkü ortada barışmak icin affedilip hoş görülebilecek hiç bir neden yok. Ayrıldık ama boşanmadık, neyi bekliyor ne istiyor bilmiyorum. Görüşmüyoruz hatta öyle çok görüşmüyoruz ki, çocugumuzu dahi bir kez olsun sormadı bana. Hatta onun cephesinden hiç bir kimse meraktanda  olsa, yalandan bile olsa lütfedip gelmiş değil! Evet, bir oy bir oydur diyerek istemediğim halde zorla kapıma gelip dayanan kadın! bunu torunum torunum diyerek tekrar denemeyi akıl edemedi. Tabii evlandını düsünmeyenden.... Neyse üzülmüyorum çünkü eşim dışında kimsenin hakkında hiç bir zaman yanılmadım! Biliyordum, kim ne konuda düşündü ki de şimdi kalkıp da... diyerek yanılmadıgıma seviniyorum.
 
Hazırlıklarımız tamam
Blogumda paylaşmak istediğim postlar taslak olarak birikti kaldı. Gereken özeni gösterememek beni asıl üzen konu olsada bu durumun suçunu biraz bilgisarıma atıcam. Çünkü en son fazlasıyla kazıklanarak attırdığım format kopya çıktı. Haliyle yeni format gerekirken birde üzerine babamın degiştirdigi internet çıktı ki. Hiçç çekmiyor! İnstagram dahi güncel paylaşımda bulunamazken bununda en büyük suçunu telefonuma atıcam komik ama kamerasını çizmişim. Evet başardım :))) bulanık bir görüntü. Ön kameramızda eh iste derken herseyden sogudum. Yaptırmak mı? Kime? Hayır o kadar yola tüm bunlar için katlanamam. Üstelik bu son ayda uyku düzenim beni gündüz tam gün uyumaya zorlarken geceleri tavanda dönüp duran renkli ışıkları izliyorum. Bilmiyorum simdiden böyleyse geceleri hiç uyumayacak mı bu çocuk? Akşam saat 4'de kahvaltı edip, 8 gibide midemin katlandıgı kadarda yemek yemeye çalışıyorum. İlk aylar birşeyler yedikten sonra sıcaklardan kaynaklandıgını sandığım bulantılarım ne yazıkki tekrar başladı. Yinede Çok şükür, ben daha fazla zorlanmadan tüm hazırlıklarımız tamam. Bir tek şey hariç tabii... Beşik. Aslında nasıl bir beşik alacağıma bebegi ögrendiğim an karar vermiştim baby tech anne yanı bebek beşiği diye. Ailemin ısrarlarına rağmen dogduktan sonra alırız yeri belli o kolay zaten diyerek aldırmadım. Gercekte beşige ihtiyaç oldugunu sanmıyorum çünkü onunla uyumak istiyorum. Sanki göz hizamdan çıkınca tedirgin olup rahat edemeyecekmisim gibi. Gün içinde bebekleri sallamak icin mini yataklar var ya koyarım onu sıcak bir yere yanına kıvrılır yatarım. Zaten bunca şeyden sonra Dua Çağrı dedesinin ellerinden öper! Babam her gördügüne almak için yapışırken ben ona bile içten içe üzüldüm durdum. Neden bazı babalar bu kadar iyiken bazıları kötü...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Vaktinizi ayırıp okuduğunuz için teşekkürler. Yorum bırakmayı unutmayın ... ^.^