DİYORUM Kİ...- etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
DİYORUM Kİ...- etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27.07.2022

AŞKIN HER BOYUTU ' YAZAR KİMLİĞİ

 Tılsım Yılmaz kimdir? Gelin biraz yakından tanıyalım. Yazar diyince, kendisini yazar olarak tanımlamayan, kitap ve hayvanlara müzik dinlemeye tutkuyla bağlı, çocuk mu olgun bir bayan mı diye kafanızı karıştıracak birisi olarak tanımlayabiliriz. 16 yaşından beri 16 yaşındayım, diye gururla takdim eder kendisini bize. 1991 yılında 27 temmuz günü doğmuş. Ailenin ikinci çocuğu.

💥"Kendimi bildim bileli yazıyorum. Yazmak benim için bir terapi yöntemi." Diyor. İnsanlar genel olarak zihnindekilerini ya sustururlar yada bunu etrafına konuşarak yayarlar. Ben ise kağıda kaleme anlatıyorum. Birileri tarafından anlaşılıyor kabul görüyor olmak benim için çokta önemli değil. Yazınca unutuyorum, okuyunca hatırlıyorum diyor. 

Eğitimini güzellik uzmanı olarak tamamlamış. 'Ama bu benim mesleğim değildi. Ben zaten saç kesebilir, manikür yada makyaj yapabilirdim. Kuaför olmayı meslek olarak benimseyemedim. Devlet tiyatrosunda olmak içerik üretmek doğuştan benim işimdi hep hayal olarak kaldı. Çünkü bu mantıksız bir karardı. Bir süre de İnternet üzerinden çalıştım. Yani  sırf yapabiliyorum diye yaptığım hersey dışında, bir tesadüf yada şans eseri diyebilirim hayatımın işiyle tanıştım. Gerçek hayatta ben barmaid olarak çalıyorum. Yeni nesil kahve yapımını ve alkollerle oyuncak gibi oynamaya bayılıyorum. Yeni tatlar denemek üretmek gerçek bir mutluluk. Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum..


➡️Ne sıklıkla yazdığını merak ediyoruz. ?

Yıllardır blog yazıyorum, hikayeler hatta internette bir dönem günlük tutuyordum. Ayrıca içerik olarak o an neyle ilgileniyorsam. Tüm bunların yanında şiir yazmak özel bir çaba gerektirmiyor. Günün her hangi bir saatinde istasyonumun başında elimde telefon şiir yazıyorum. O an yeri mi diyeceksiniz belki ama evet tam yeri. İnsanlar ne yaptığımı bilmiyor. Birisiyle mesajlaştığımı düşünmeleri benim için yeterli. Hislerim ne yazmamı istiyorsa çekinmeden yazıyorum.

Geçmiş zamanda yaşamış şairler gibi dolu dolu yazabilmeyi, o günü okuyucuya bire bir hissetirebilmeyi çok isterdim. Bu modern zamanda şair olmak mı belki de ancak bu kadar olabiliyordur. 60'lardan gelmişim gibi çok özlüyorum o dönemin şairlerini.


#askinherboyutu #kitap #yazar #yazarlar #şiir

16.04.2022

Tılsım Yılmaz Kimdir?

 Bu haftaki röportaj konuğumuz, yazar Tılsım YILMAZ. Kendisi ile son romanı Aşkın Her Boyutu’nu, edebiyatı, kendi felsefesi ve yazarlık üzerine konuştuk.

1- Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Küçük bir aileden geliyorum. Akraba ilişkileri geleneksel aile yapılarından uzak yalnız bir çocukluk geçirdiğim söylenebilir. Çocukluğumun yarısı İstanbul kalan hayatımda Antalya’da geçti. Yeni şeyler keşfetmeyi seviyorum. Tek düze bir hayalim yok.  O an beni mutlu eden ne varsa sonuna kadar yaşamaktan hiç çekinmem. Eğitimimi güzellik alanında aldım. Kızım dünyaya getirdikten sonra turizm sektörüne yöneldim.

2- Kendinizi ne zaman yazar olarak tanımlamaya başladınız?

Kendimi yazar olarak tanımlayamam. Bu çok özel bir kavram. Takdir okuyanların.

3- Türkiye’de ve Dünyada en beğendiğiniz yazar /yazarlar kimler?

Belli bir yaşa kadar fantastik kitaplar okudum. Hayal gücü yüksek yazarlara ilgi duyduğum apaçık orta. J.K Rowling büyük hayranlığım olması gibi. Zamanla gerçek hikayelere, tarihi olaylara, düşünürlere ilgim arttı. Mademki konumuz şiir, Nazım Hikmet’ten Sabahattin Ali’den bahsetmeden olmaz. Şu sıralar Ulus Baker ve Sosyalizm takmış durumdayım. Paulo Coelho eserlerine ayrıca hayranım.

4- İlk kitabınızı bastırmayı ne zaman düşündünüz?

Bana göre yazmak nefes almak gibi. Yazamadığım dönemlerde kendimi hasta hissediyorum. Dile getiremediklerimi kalemden kağıda işlemenin terapi olduğuna inanıyorum. Çünkü sonunda sayfalar arasında gezmek huzur verici. Bu yüzden benim için bir zaman kavramı da yok. Bir gün bir kitabım olacaktı ancak o hazır olduğunda. 

5- Ne tür okuyucu kitlesine hitap ediyorsunuz?

Sevmeyi seven, tüm kalbiyle duygularını yaşamayı bilen herkese her nesile hitap ettiğimi düşünüyorum. Sevmek kadar sevilmenin, var olmanın insan ruhunun sonu olmadığı gibi şiirlerin de sonu olmayacak.

6- Kitabınızın teması nedir?

İşin özeti belki günlerce hiç susmadan konuşabilirim ama üşeniyorum. İki üç satırlada anlatabilirim tüm gercekliğimi. Bu yüzden şiir, bu yüzden şiir…

7- İlham kaynağınız nedir?

Dinlediğim bir müzik, izlediğim bir film işittiğim bir söz. Belki bir hayat hikayesi. En çok da kalbimin kırık olması. Ben acıyla besleniyorum. 

8- Okurlar eserlerinize nereden ulaşabilir?

Odessa Yayınevi’nin desteği sayesinde ilk kez şiirlerim damar buldu. Benim gibi yazmayı seven henüz sesini duyuramamış yazar adayları için güzel bir fırsat sundukları için çok teşekkür ediyorum.


Kaynak

1--- https://habercep.com/tilsim-yilmaz-kimdir-h6326.html
 6--- https://www.superhaber.net/haber/1800/tilsim-yilmaz-kimdir.html

Aşkın Her Boyutu şiir kitabını sizde Odessa Yayınevinden temin edebilmeniz için link bırakıyorum. İyi okumalar ❣




4.03.2022

AŞKIN HER BOYUTU ŞİİR KİTABI Çıktı


 

“Çünkü hepsini ben aştım.”

  Daha beşikte başlamışım sevmeye. Anladım ki; insanın doğasında gizliymiş aşk.
Hadi sevilmediğimi de anlıyorum da... Neden sevilmediğimi bir türlü tanımlayamadım.

TÖVBELER OLSUN!

Sayısız filmde oynamış figüran bahtsızlığı üzerimdeki.

Okuyamadığım her senaryoyu oynamaya gidiyorum.



Aşkın Her Boyutu şiir kitabı ön siparişte. Satın almak için Odessa yayın evi linkine tıklayabilirsiniz. https://odessayayinevi.com/product/askin-her-boyutu/



22.03.2021

İyininde İyisi Şemsiye Akademisi

  Netflix yapımlarının her birini izlememiş olabilirim ama ortama izlediğim 10-15 diziden sonra gördüğüm en iyi yapımın bu olduğunu söylemek istedim. Sıradan diziler gibi tabii ki hiç değil, çünkü fantastik bir kurgu filminden bahsediyorum. Sinemada film serisi olarak çıksa ne kadar toparlanırdı bilmiyorum, çünkü çok hareketli ard arda gelen olaylar zincirinden oluşuyor. Az çok bütün bilim kurgu filmlerinden asina olduğumuz sahnelere ilaven biraz "fantastik dörtlü" tadında 7 süper güçlere sahip karakterlerin dünyayı kurtarma çabasını anlatıyor denebilir. Şimdii "aaa bıktık artık dünyanın sonundan, mutantlardan filan" diyebilirsiniz. Ancak kulağa klişe gibi gelsede öyle değil.
  Arsen Lüpen kılıklı bir bilim adamı yada her kimse, özel güçlerle doğan çocukları himayesine alıp büyütüyor. Yine arkasında bi takım yönetim güçler olan bu adam katı kurallarla zorlu bir eğitimden geçiriyor her birini. Amacı güçlerini doğru şekilde kontrol altında tutup insanlık adına fayda sağlayabilmek. 

17.03.2021

Siberian Wellness Kozmetik

   SiberianWellness ,1996 yılında Novosibirsk'te kurulmuş. Sibirya'nın doğal bitki örtüsünden el değmeden yetiştirildiği ve .-40 C ye bile dayanabilen bitkilerden 23 yıldır gıda takviyeleri, cilt bakım ürünleri üretiyor. Ürünler Dünyaca ünlü kalite belgelerine sahiptir. Sağlık bakanlığı,tarım bakanlığı onaylıdır. Yanii Ürünleri FDA onaylı ve A.B.D dahil 65 ülkede olan global bir firmadır. 7 yıldır Türkiye'de. 

  Yani çok yeni ve bizlerde yavaş yavaş her yerde duymaya başlayacağımızı düşünüyorum. 

                

 Ürün satın almak için instagram @cidemisik hesabını takip edebilirsiniz. Size her konuda yardım edebilecek güvenilir bir hesaptır. 
                
  Ülkemizde çok yeni ve buna rağmen kullanılanlar fazlaca met edilen mucizevi bir marka. Söylenildiği kadar gerçek mi ? Merak ettim, en popüler ürünlerinden biri olan vücut sıkılaştırıcı Body Lab kremiyle arkadaşım Sibel Işık benimle tanıştırdı.

           Siberian Wellness Body Lab

  Krem ambalajı kalın bi kartondan yapılmış dışında her hangi bir koyucu paketle gelmedi. İçerisinden birde kağıt poşet çıktı. Buraya kadar herşey normal tertemiz elime ulaştı yanii.

 》Krem jel formunda,vücut toparlayıcı sıkılaştırıcı olarak 20 günde bölgesel sarkmaları toparlamayı vaad ediyor. Bende sorunlu bi bölge yok ama ne kadar egzersiz yaparsam yapayım iç bacakta istediğim görüntüyü yaşayamadığım için birde bu kreme  şans vermek istedim♡  
■Ürünü açar  açmaz burnuma bi mentol kokusu gelince sürer sürmez serinlik hissi oluşturacağından emindim. Ama yanılmışım! İlk denemem de hafif bi yanma hissetmiştim.  
■Bi kaç kullanım sonrası kremin miktarını arttırdıkça yanma hissi arttı. Sürdüğüm bölgelerde en az 10 dakika boyunca yakı yapıştırmış hissi oluşuyor. Baya sıcaklık seviyesinde bir yanma bu ateşe sobaya filan yakın durmakla eş değer:) Bu hissi sevmeyebilirsiniz ama en kötü şartta bile sonuç alacağınıza ikna olacağınız bir his bu bu yüzden tahammül etmemek ne kadar zor olabilir ki¿
■Gece hücre yenilenmesinin  daha aktif olduğunu bildiğimden bütün kremlerimi ben yatmadan önce ve mutlaka duş aldıktan sonra kullanmayı tercih ediyorum. 
■20 günlük kullanım süresi verilmiş ancak ben krem tamamen bittikten sonra gözlemlerimi  yazmayı düşünüyordum, bi kaç kullanım sonrası bile beklemeye gerek duymadım.  Çünkü gerçekten etkili, parasının hakkını verebilecek bir ürün olduğuna emin oldum.  》deneyin göreceksiniz!


Yıllar Sonra Tokio Hotel

  Bugün bu başlığı açmaya karar vereceğim inanın hiç aklıma gelmezdi. Beni buna itecek  olan sebebin ne olduğunu tahmin edebilirsiniz tabii ki. Tokio Hotel - Vize white lies adlı çalışmasıyla çıkış yaptı. Ve Almanya başta olmak üzere bir çok ülkede Top 10 listesine girerek adından güçlü bir şekilde bahsettirmeyi başardı. Vize iki yetenekli müzisyen nedir ne değildir detayını hiç bilmiyorum ama Tokio Hotel ile anlaşmaları çok iyi bir karar olmuş belli ki. Uzun zamandır çeşitli çalışmalara imza atan Bill Kaulitz yanii hiç boş durmasa da eski hayranlarının ilkleri kadar dikkatini çekmeyi başaramıyor. Yanılıyor muyum? 

  Söyle bir geçmişine baktığımızda ilk olarak Almanya ses yarışmasında çocuk yaşta dikkat çekmeyi başarmış, ardından ikiz kardeşi Tom ve arkadaşları Georg ve Gustav ile birlikte  Devilish grubunu kurdular. Buraya kadar biz bunları henüz tanımıyorduk tabii ki. Sonrasın da 2005 yılında Schrei albümü cıktı. Çocuk yaşta kendilerine özgü tarz ve müzik. Öyle boş değil yanii, zamana göre  çok kaliteli bi albümdü. Hele ki Emo akımının olduğu o yılda. ..

  Boş durmadılar sık sık konser verdiler. Tam ergen oldukları dönemlerde özellikle dünyada ki tüm kızlardan ilgi gördükleri için farklı ülkelere gittiler. Hemde sıkça! En büyük hayalleri Tokio da konser verebilmekti. Sahi oldu mu o iş? Google  hiç soramayacağım¿ Muhtemelen evet ama hala Türkiye de konser vermediklerine eminim. (: Hello. How are you? Çünkü o dönem de kendilerini vezir ettiğimiz kadar rezil de etmeyi  başaran bi millettik.  

  Grub biraz zaman aşımına uğradı reşit oldular derken aynı Schrei albümü ingilizceye çevrilerek Scream albümü olarak yeniden satışa cıktı. Grub o arada ingilizce konuşmayı öğrendi, eğitimlerinede devam ettiler tabii. O ara herkes böyle bir grubun pazarlama ürünü olduğunu söyledi durdu. Haklarından yazılıp çizilmeyen tartışılmayan hiç bir konu kalmadı. Yapımcı menejeri olan David başlarında bakıcı gibi sürekli bulunuyordu. 

  Tüm taşlar yerli yerine oturmaya başladığında ise Humanoid albümü geldi. Güzel bir albüm olsa da  eskisi gibi grub çokta dikkat çekmemeye başladı . Çünkü büyüler, ve magazin olsun diye ota çöpe laf edemezlerdi değil mi :)). Yollarına şimdi bir şekilde devam ediyorlar.

 Bill' in çocukluktan beri moda tasarımına olan ilgisi de hep dikkat çekti. Kendi istediği gibi dilediğince giyindi gezdi, cinsiyeti de bu yüzden  sıkça konu olsa da o kendinden hiç taviz vermedi. Son 5 yılda moda sayfalarında cıktı, mankenlik yaptı hatta Heidi Klum ile birlikte translara yönelik bir moda eğlence programı bile yaptı.

  Cinsel kimliği konusunda hala gerçekten net bir fikrim yok. Umrumda da değil. Şuan 32 yaşında filan olması lazım, ikizi Tom ' un aksine hiç bir bayanla adı anılmadı. Yada tam aksiyle ama Tom capkınlıklarıyla adından sürekli söz ettirirdi. Konser çıkışları hayran partilemeleri filan. Höö öhömm, her genç kızın hayali filan dermişim, dee öyle.  Heidi Klum ile aşk yaşayıp sonunda evlenince üzülmedik değil yanii.

Bunu hiç eleştiremicem, kadın Tom'a çok iyi bakıyor valla el bebek gül bebek. Tıraş ettiğini bile gördüm, Bill ile de zaten çok iyi anlaşıyorlar. Öyle böyle değil. Bill gerçekten çok mutlu bu durumdan. Kendi hayatına gelince projeden projeye koşturuyor özel hayatı hiç yok gibi ve tam bir centilmen Alman erkeği gibi. Bi kaç günlük rutinine bakmıştım. Yaaa Tılsım ne lafı dolandırıyon. Hanım hanımcık yaşıyor işte. Hayranıyım evet ama Tom çok daha fazla çekici.

Son gündeminde birde kitap var, 30 yılım diyerek özetlediği bir kitap çıkartmış. Bu çok çok iyi bir karar, çünkü kaleminin güçlü olduğunu biliyoruz. Bir an önce yayın  evlerden birinin bu kitaba el atmasını diliyorum. Yoksa okumak hayal olacak.

Kitap resmi, alnının ortasındaki kurşun izi hiç  hoşuma gitmedi. Pozitif olsana eşşek diyesim geliyor. Allah korusun çekim yasası diye bi illet var. Nerde bi saçmalık başına geliyor insanın . 

 Grub Ambleminde de tekrardan bi değişikliğe gidilmiş. Yeniden doğmuş gibi! Bildiğimiz o zırh gibi görünen TH amblemi gitmiş yerine minimal bi tasarım gelmiş. Yıllar önce bunu mühür gibi vücudumda görmeyi çok istiyordum ama ergenlik hatası olur diye bu düşünceyi sürekli unutmaya çalıştım. Sırada ki dövmem elimin üzerinde bu minimal çalışma olacak.

  Düşünüyorum kii... bu grub geleceğin Linkin Parkı. Bana bu kez o tadı verdi yanii. 

 Volkal ihtiharından sonra, Linkin Park içinde ne  bilim isteee. Fazla söze gerek yok.

Dilerim yolları açık olur.

13.03.2021

Hakkımda En Çok Merak Edilenler ¿

 

Özellikle çevremde en çok dikkat çeken sosyal medyada sıkça sorulan merak edilen durumlara tek bir alanda cevap bulmak için yazıyorum. Biraz normalden farklı bir yapım olduğu söylediğinden, tamam tamam baya farklı olduğum düşünülmesinin arkasında bakalım gerçekten o kadar ilginç birisi varmıymış. 

  İlk olarak çevremdekilerin dikkatini çeken durumla başlamak istedim.
Normalde herşeye herkese gülen birinin neden hiç gülen fotosu  olmaz¿?
Evet, gerçekten de gülmek benim adım gibi ota boka gülerim. Hatta arkadaşlarla birlikteyken hiç susmam durmam. Buna rağmen fotolarda bazen çok sert ve ciddiyim. Çünkü; önde ki iki dişim yamuk 😆🤣 çocukken bir kör ebe faciyası yaşadım. Koca vitrin suratıma devrilince ön dişlerim yamuk kaldı.

Peki neden diş teli yaptırmadım? Sorular o kadar birbirine zincir kii. Doğuştan vejeteryan olduğum için 30 yaşına gelene kadar hepsinin dökülmeye  başlayacağından emindik. Malum dış teli için hala çok yüklü paralar talep ediliyor. 30 yaşında hiç de sağlıklı olmayacağım düşünülünce sürekli erteledim. Öyle de oldu aslında, şuan bütün arka dişlerim kırık.

  Üçüncü soru* doğuştan vejeteryan mı?
Bunu anlamak sahiden güç. Sıkça sorulan mantıksız bulunan o kritik soru.  Çünkü herkes et yer show olsun diye vejeteryanım der. Doğuştan? Yani gerçekten hiç ama hiç et yememiş olmam. 2016 yılında hatta bi soru sorulmuştu en çok korktuğun şey ne diye "ET" demiştim. Evet herkesin bi zayıf noktası var ki benimki et . Bunu söylerken bile korkuyorum birisi tutup önüme et atacakmış gibi geliyor 😂😅 yapmayın sakın. Kokusundan da ayrıca aşırı derecede tiksiniyorum.

  Korkacak daha iyi birşey bulamadın mı?
Evet onuda buldum. Psikolojik olarak ET den korktuğuma göre fiziksel olarak gerçekteki tek korkum "yükseklik." Ölümden korkmam ama bunu hiç bir türlü aşamıyorum.

  En çok neyden keyif alırsın?
Ruh halime sağlık durumuma göre değişir. Genel olarak aktif olmayı sosyal yaşamı ve gece gezmelerini seviyorum. Her an her şeyden bi eğlenecek malzeme çıkartabilirim.

  Siyahı sevdiğini sürekli siyah giyindiğini biliyoruz. Neden evinde, odanda nevresimine kadar bütün eşyaların beyaz? Neden ısrarla siyah beyaz?¿
Bu soruda bana bi kal geliyor . Siyahı gerçekten çok ama çok seviyorum.  Ancak tembelim bu sorunun cevabı tembellik. Beyazın temizliği sanılanın aksine çok kolay. Eşyalar beyazsa uzun süre temizlik yapmaya gerek olmuyor. Siyah her gün silinmek zorunda tozu lekeyi belli ediyor. Diğer tüm el altında kullanılan eşyalar cabuk batıyor soluyor yıpranıyor ama beyazın  öyle sorunları yok. Kıyafetde ise tam tersi beyaz insan vücudunu sevmiyor diye düşünüyorum. Beyaz doğayı da sevmiyor asosyal bi renk.

  Ne zamandır Tarot bakıyorsun?
Mistik konularla ilgili değilim içindeyim. Tarot sadece bir araç, bahane uğraş gibi birsey benim için. Yanii Herşey benim keyfime kalmış. Her daim diyebilirim.

  Nasıl zayıflıyorsun?
Aslında bu soru nasıl zayıf kalıyorsun da, ben nasıl zayıflıyorum diye cevaplıyorum. Çünkü  yiyip yiyip kilo almayanlardanım . Ne o, davulun sesi.
Allah beni dünyevi zevklerden uzak durayım kuzu gibi olayım diye yaratmış.Çünkü insanların keyif aldığı her şeyle ben sınanıyorum. Vücudum bir çok gıdayı tolere edemiyor, bu yüzden  kendimi çok iyi hissettiğim dönemlerde oturup pizzalar hamburger pastalar börekler yiyeceğime haklarımı alkolle harcıyorum. Bazen yanında onlarda oluyor ama, son 4 yıldır tek kötü alışkanlığım alkol yani. Hatta glüten ve şekerin yarattığı etki alkolden daha ağır geçiyor. Nefret edilesi iğrenç bir his benim için doğal beslenememek. Duygusal boşlukta olduğum zamanlarda ise aşırı yeme eğilimim oluyor bir anda kilo alıyorum. Normalde yemek yemeyide sevmem. Basit zevklerim var. Kahve içmek, yanında kayısı badem yemek gibi .

  Sporla aran nasıl?
Ağırlık olarak spor yapmak bana göre değil çünkü 10 gün gibi kısa bir sürede irileşiyorum. Minyon olduğumdan irileşmek bence çok çirkin. Plates belki. Arada.

  Nasıl Erkeklerden hoşlanırsın?
Fiziksel olarak kumral çok esmer olmamak kaydıyla bugday tenli, saçlı sakallı uzun boylu güçlü yapılı erkekler hoşuma gidiyor ((:  kendinden emin, ne istediğini bilen, kendi ayaklarının üzerinde durabilen yanii  karakteri de tam oturmuşsa tadından yenmez. 😃

  Neden boşandın?
Aldatıldım, aldatıldım, aldatıldım... Öyle böyle değil 😅 Gerçek bi evlilik olmadığı için fark etmedi aslında, daha iyi bile oldu diye düşünüyorum. Tek sorun boş bi hayale kurban gitmiş oldum, adı da dul oldu.

Ne zamandan beri blog yazıyorsun?
İlk bloğum 2006 yılında "Billfan" blogcuydu. Tokio Hotel hakkında magazinsel bi sayfaydı. Tükiye de en çok tıklanan blog sayfası olunca paralı bi sisteme geçmek zorunda kalmıştım. 2 sene sonra sanıyorum tanınınca kişisel blog tutmaya başladım. Baktım baya baya tanınıp gidiyorum 2010 yılında bütün hesap ve bağlantılarımı kaldırdım. 😅 o yıllarda "tilsimm" "tilsimmbill" olarak farklı site tasarımları dahil (Harry Potter, Japon rock grupları gibi) bir çok konuda yazılar hazırlıyordum. 5 yıl sonra 2015 de bilgisayarda biriktirdiğim yazıları yayınlamak için burayı 'AnılarımBomboş bloğunu kurdum.

  Dua Çağrı?
Dua Çağrı hakkında çok soru geliyor genel bi toplam cevaplamak istedim. Dua Çağrı benim bu hayatta ilk dileğim istediğim hayalimdi. Yaşıtlarım gelinlik hayali kurarken ben çocuk sahibi olmak için keşke bi erkeğe ihtiyaç duymasak derdim. Ağzımdan çıkan hayat bulduğu için ben ona Dua Çağrı dedim. 
 İlk kez başıma böyle birşey geldiği için de kıyamadım aldırmaya. Babasız çocuk doğurma fikri düşünüldüğü gibi kötü değil. Sadece normalinden daha zor.
 Babasını hiç görmedi çünkü adam baba olmayı hiç istemedi . Ben göstermiyormuşum gibi duyumlar alsam da hayır, baştan sona ilgili olmasını çok isterdim.
 Anneanne ve dedesi bakıyor, torun sahibi olmayı çok istiyorlardı ama evlat sahibi oldular (:

  Mesleğini niye yapmıyorsun?
Bunun birden fazla sebebi var. Birincisi bana iyi şeyler hissettirmiyor. Kuaför olduğum yıllardan kötü anılarım çok fazla, şuan çok bir önemi kalmadı. Ailemde getirisinin çok daha fazla olduğundan dolayı kendi işimi yapmamı istiyor. İkincisi çalışma saatleri çok uzun. Sabah 8'den gece 3'e kadar esneyebiliyor. Bu döngü gün be gün değişiyor yanii. En önemlisi kendi işimin patronu olamasam da ben bar ortamını daha çok sevdim. Herşey dakik planlı programlı ilerliyor.

  Duygusal birine benziyorsun?
Malesef.
Yer yer bazı bazı ben bile kendimi anlamakta güçlük çektiğim anlar oluyor. Merhametli bi yapım var.

Sanırım bu kadar yeter, iyi bile üşenmedim yazdım bence 😎

26.02.2021

Tarot Kitapları


Tarot ve Astroloji yazarı Corrine Kenner tarafından tecrübe ve bilgilerine dayanarak tasarladığı Sihirbaz Tarotu destesinden sonra çıkmış bir kitap. Desteyi sevdiyseniz kitabı zaten seversiniz. Görsel olarak benim hemen ilgimi çekmeyi başarsada enerji olarak çok da tatmin olmadığımdan bahsetmiştim. Astroloji ile ilgiliyseniz benimle aynı düşüncede olmayacağınıza eminim.

Sihirbaz destesi görselleriyle birlikte her kartın anlamı burç ve gezegenlere göre ayın evreleri hatta  yorumlama şekilleri yıldız haritası çıkartma gibi en ince detaylara kadar bilgi verilmiş. 
 Bunların her birini ezbere biliyor olmak gerçek bir uzmanlık işi. İnanın hiç birini aklımda tutamıyorum.

 
  Gelelim bir diğer kitaba bunu ısrarla önereceğim. Söyle; Tarot nasıl bakılır? Sylvia Abraham . Basit ama etkili! Destelerin içersin de çıkan bütün kitapçıkları atabilirsiniz. 
  Kendi tecrübe ve bakış acısıyla kartların bire bir anlamıyla kitaba giriş yaparak beraberinde farklı açılım türlerini bulmanız mümkün olan bir kitap. Kolay anlatım ve isabetli. Her türlü açılım var bu kitapta. Eve giren hırsıza yaa, hırsız açılımı bile yapılmış. Komik buldum ama neden olmasın vardır bi bildiği:)) Alın. Kitaplığınızda bulunsun.
Bende o yüzden aldım. 

 

24.02.2021

Kuantum Kehanet Kartları

   Sandra Anne Taylor tarafından bu yıl piyasaya sürülen "kuantum Kehanet" oracle kartları. Deste 53 karttan ve bir açıklama kitapçığından oluşuyor. Enerji kehanet kartlarının hayranı olduğumdan beklentiyi epey yüksek tutmuş olabilirim. Enerjisinin böylesine temiz olduğuna inandığım farklı bir enerji uzmanı daha yok. O nedenle rahatlıkla tavsiye edebiliyorum.

      Deste hakkındaki kişisel görüşürüm.  Daha çok hissel duygu yoğunluklu. Bazı anlar gözümüzde canlanır gidip gidip geliriz ruhumuz bizimle konuşur, o konuşurken bazı soruların cevaplarını içimizde buluruz. O cevaplar ise bize yeni yollar fırsatlar sunar. Tam böyle birşey işte. Detaylı rehberlik sunuyor. Enerji kartları kadar kolay ve yüzeysel anlık enerjileri yakaladığını filan söyleyememem yani. Tam aksine daha güçlü bizimle butunleşebilecek bir deste. Alışmak zaman alabilir. Aşk evlilik aile çocuklar iş ve arkadaş konuları rahatlıkla bakılabilir. Insani değerleri yüksek gündelik meşguliyetlerimizi anlık durumumuz da neler hissettiğimizi vurgulayan bunlara rağmen istenilen sonuca nasıl ulaşabilecegimizi gösterebilir.

     *Niyet alarak yaptığım ilk açılımda evrende herşey sonsuz istemekten çekinme adapte ol derken, aşk konusunda aslında istemedigim birseyin bana iyi geleceğini düşündüğümü  söyledi. Buna rağmen istediğimi söyledim. O halde tek bir alana kanalize ol enerjini bölme sana iyi olacağına inandığın tarafa adapte ol. Bu ona güç ve cesaret verecek sana gelmek istiyor dedi. Bu açılım hoşuma gitti, (:

Şu fotoğrafın tatlılıgına bakar mısınız ...
Yoldan geldim yorgunum beni kabul et🤭

Yeni bir deste aldığımda ilk olarak kartları tek tek incelerim. Anlamlarına bakmadan bana ne anlam verdigi daha önemli benim için. Ardından hiç niyet almadan deste bana ne söylemek ister diye bi kaç kart çekerim. Görsel de, 3 kart çektim yanımda Çağrı da vardı. Aldığım mesaj gayet açık... "Elindekiyle gurur duy, bu sensin" 

Son olarak- yakın zamanda Sandra Anne Taylor ait Akaşik Tarot destesi de piyada olacak. Belki ilgisini çekenler vardır. Merak ettiğiniz sorular içinde buradayım.
Diğer destelerim hakkında yorumlarımı okumak içinde buraya tıklayabilirsiniz..

23.02.2021

Hangi Kozmetik Ürünlerini Kullanıyorum?

Blogumda uzun zamandır kozmetik üzerine tavsiye deneme önerileri veya alışveriş olarak paylaşım yapmıyorum. Gerek de yok.  Ancak uzun zaman sonra kendi kişisel  bakımımla ilgili sıkça sorulan sorulara detaylı cevap vermek istedim. Bilmeyenler için tekrardan minimalist bir yaşam tarzını desteklediğimi vurgulamak istiyorum. Buna göre ben neleri nasıl kullanıyorum ne yapıyorum görelim. Öyle çılgınlar gibi alışveriş yapma aşkım olmadığını anladığımıza göre ilk olarak ilk görsel de görülen parfümden konuya giriyorum.
Herkesin bildiği Avon İncandessence parfüm bana ait artık üzerime yapışan tek koku. Neden bunu tercih ediyorum diyenler olacaktır. Çünkü dünyaca meşhur parfümlerden oluşan deli bi parfüm koleksiyonuna ve bilgisine sahibim.
 Özellikle Chanel markasına aşık olduğum bi gerçek ama ben uygun fiyatlı çok soft bir kokuya sahibim. 
Tüm bu detaylara rağmen koku hassasiyetim olduğu gerçeği de var. 😅 alerjik bir koleksiyoner! . En az 10 yıldır başka alternatifim yok. Vücut spreylerini edt olanları resmen dökme olarak kullanıyorum. Direk orjinal şişesiyle satın almıyorum yanii. 
Krem ve deodorantlarını ise hiç basarılı bulmadığım için uzak duruyorum.
Kendi parfümü öve öve bitiremem ama önermicem sürekli olarak ne kokuyorsun diyenlere gelsin.🙃 
Yahuu bu koku benimleyken güzel başkasında duyunca rahatsız oluyorum 🤭🤭
İçeriğinde
Üst notalarda zambak ve sıklamen orkide
Orta notalarda lale şakayık 
Alt notası orkide varmış.
Ben daha farklı birsey olduğuna da eminim.

15.02.2021

Tarotta Rakam Vererek Kart Çekmek

 Sabahın ilk saatlerinde bi yazıda denk geldim Tarotta rakam vererek kart çekmek bireysel olarak  insanın karakterinin analizini yapmayı kolaylastırıyormuş. Yani hayatınızın bütün şifresi burada yatıyor gibi. Bende hemen o anda içimden geçen numaraları sıraladım. Yapmasam olmaz tabii.. Belli bi limit yok, o an içimden geçenler bitene kadar.

 Yazdım ve hemen kontrol ettim çıkan sonuç inanılmaz. Tam nokta atışı. O nedenle paylaşmak istedim. Belki sizlerde denemek istersiniz. Çıkan sonucları paylaşmak yorumlamak serbest yorumlara bırakabilirsiniz.

7-8-3-9-10-5-6-21

Rakamlarım bunlardı, hemen kartlarımı kontrol ettim. Son aylarda zaten bana en çok çıkan enerjileri seçmişim. İnanamadım.

7 - Savaş Arabası 

13.02.2021

Kaderin Şifresi' isim Analizi

Geçen sene yıldız haritası isim analizi gibi birşeyleri merak etmiştim. İşi hiç rast gitmeyenlerden olarak baktırayım dedim. Celalettin İpekbayrak'ın sitesi denk geldi mesaj attım. Unutmamak içinde gelen e-postayı blog taslaklara kaydettim ama yayınlamak istedim, çokta bekledigim gibi bir rapor değil açıkçası ancak tamamen doğru sayılırdı...
 Sitenin linkini buraya bırakıyorum, (kaderin-sifresi.net) merak edenler içinde örnek olsun diye yayınlamak istedim.
   Hayatım boyunca sürekli sabırla sınanan ben, sabır sabır sabırsız diyip durmuşlar. Çok çabuk zirveye tırmanan yaptığı işte kolayca başarı elde eden ve bir anda yükselip hiç bir sonuca ulaşamadan aynı yerde kalan en son yine sabredemeyip hedef değiştiren birine sabır dilenmesi...
  Şuan daha da hedefe ulaşamadığım için işimi kararlarımı ve  inanç kalıplarımı değiştirme eğilimindeyim. Yaptığım işten kurduğum ilişkilerden öylesine tatmin olmuyorum ki... nokta atışı...

KADERİN ŞİFRESİ RAPORUNUZSMS gönderilen numara: 53639XXXXX
İşlem zamanı: 29.01.2020 16:51:31

"Önsezileri Kuvvetli - Hayat Dolu - Sabırsız"

Doğduğumuz andan itibaren, hayatımız boyunca, bizi etkileyecek en önemli olguların başında sesler ve seslerin etkileri gelir. Bizim duyabildiğimiz ve duyamadığımız tüm sesler fizikte anlatıldığı gibi, sadece hava ve su gibi yoğun ortamlardaki titreşim dalgalarından ibaret değildir. Sesin, fiziksel ortamın yanı sıra, ruhsal planda yayılan dalgalarda vardır ki, bu titreşimlerin insan üzerindeki etkisi, fiziksel titreşim dalgalarının etkisinden çok daha önemlidir. Evrendeki tüm sesler gibi, ismimizi oluşturan harflerden çıkan sesler mutlak etkileri olan titreşimlerdir. Bunların sembolleri ise, isimlerdeki her bir harfle bağlı olan sayılardır. En önemli olay, uygun zamanlarda uygun ses titreşimlerinin ortaya çıkmasıdır. Bulunduğumuz ortama ve o anki ruhsal durumumuza uygun olmayan sesler bizi rahatsız ve huzursuz edebilmektedir. Çok sevinçli ve mutlu olduğumuz bir zamanda, üzücü ve rahatsız edici sözler duymak istemediğimiz gibi çok üzücü ve yas tutulması gereken bir zamanda da, eğlenceli, neşeli sözler ve sesler duymak istemeyiz. Bu nedenle hayatımız boyunca, uygun zamanlarda, uygun ve olumlu sesler, bizi olumlu bir şekilde etkileyecektir. Her ne kadar kendimizi tanıyor, neler yapabileceğimizi ve yeteneklerimizi biliyor olsak da karşılaşacağımız olası kritik ve olabilecek şanssız yıllarımızı bildiğimiz takdirde, bu olası şanssız yılların etkilerini kolaylıkla bertaraf edebiliriz. Bu nedenle özellikle dikkat etmemiz gereken en önemli olay, olası kritik yıllardır. Bu bize şans ve başarının yolunu açacaktır. Kritik yıllar dışındaki yıllar, bizim şanslı yıllarımız olacaktır ve önemli kararlarımız için uygun yıllardır. Her isim ve soy isim bir kişiliği temsil ettiğinden, yeni doğmuş bir bebek, genç bir insan veya bir yetişkin, dünyanın neresinde doğmuş olursa olsun, benzer gruplarda bulundukları takdirde, kesinlikle benzer özellikler gösterecektir. Büyük ve modern şehirde yetişen lider özellik, bir köyde yetişen lider özellikle çok büyük benzerlikler gösterecektir. Uygun zamanlarda atılan her adım, başarıyı beraberinde getirecektir.

Genel Özellikleri
Hayat dolu, neşeli, zeki insanlardır. Bunların dışında en belirgin özellikleri, doğal yapılarında bulunan çok güçlü önsezileridir. Son derece hırslı ve çalışkan insan olmalarına rağmen, istedikleri sonucu hemen anında elde etmek için sabırsızlanırlar. Bu nedenle birçok işi kolay yoldan halletme yoluna gidilebilir ve bu yolda üzücü tecrübelerle karşılaşılabilirler.Sosyal yaşantıları doğal olarak renkli, hareketli ve coşkuludur. İnsan ilişkilerinde ve iletişimde çok büyük yetenekleri vardır. Sanatsal faaliyetlerde de oldukça başarılı veyaratıcı özelliklere sahip insanlardır. Zarif ve çekici kişilikleriyle her zaman çevrelerinin ilgi odağı olmayı başarırlar. Genel olarak gururlu ve duygusaldırlar.

İş Hayatları
Çalışma hayatlarında her zaman büyük ve parlak idealleri hayalleri vardır. Sabırsız yapılarıyla bir an önce bu hayallerini gerçekleştirmek, ideallerine ulaşmak isterler. Bunun içinde parlak zekâlarını sonuna kadar kullanırlar. Sabretmeyi öğrendikleri takdirde, başladıkları işleri rahatlıkla bitirebilecek yeteneğe sahip insanlardır. Ancak bu takdirde bekledikleri fırsatlar karşılarına çıkacaktır. Fakat iş sadece sabretmekle bitse, Çünkü bu grubun insanlarının bir zaafı da rahatlarına olan aşırı düşkünlükleridir. Bu da başladıkları işin ortasında yoğunlaşmalarının kaybolmasına, enerjilerinin dağılmasına neden olur ki, bu da dikkat etmeleri gereken bir başka özellikleridirEğer ellerindeki fırsatları değerlendirmek hayallerini gerçekleştirmek istiyorlarsa işi ve eğlenceyi birbirinden ayırmayı çok iyi öğrenmek zorundadırlar. Bu kadar zeki, bu kadar coşkulu insanların hayatlarındaki dengeyi kuramaması gerçekten üzücüdür. Hâlbuki onlarda gerçekten bir cevher vardır. Onlara kalan bu cevheri bulup çıkarmak ve çıkarırken sabırlı olmaktan başka Bir şey değildir.

 Aşk ve Evlilik Hayatı: Duygusal, güzelliğe ve estetiğe düşkün yapılarından dolayı, evlilik gibi önemli bir kararı verirken ince eleyip sık dokumaları gerekir. Çünkü karşı cinsle olan ilişkilerde genellikle çabuk sıkılırlar. Bu acele alınmış şıpsevdi duygularının bir sonucu olarak ortaya çıkar. Ancak doğru alınmış bir karar ve bulunan doğru kişiyle paylaşılan bir birliktelik ise, karşısındaki insanı gerçekten mutlu edebilecek çok önemli özelliklere sahiptirler.

Kritik Yıllar ve Önlemler
Doğduğumuz andan itibaren, hayatımız boyunca, bizi olumlu ya da olumsuz olarak etkileyecek yıllar olacaktır. Şanslı yıllarımız olabileceği gibi, buna paralel olarak bazı kritik yıllarla karşılaşmamızda olasıdır. En önemlisi olası kritik yılları bildiğimiz takdirde olabilecek aksiliklerin etkileri ile istenmeyen üzücü olayların engellenmesidir. Olabilecek olumsuzluklar, iş hayatında, evlilik hayatında veya sağlığımızla ilgili konularda kendini gösterebilir. Kritik yıllarda, gerekli önlemleri aldığımız takdirde, hiçbir sorunla ve üzücü bir olayla karşılaşmadan, hayatımıza devam edebiliriz. Aslında her insan şanslıdır, fakat belirli yıllarda alınması gereken önlemler, ihmal edildiği takdirde, istenmeyen üzücü olaylarla karşılaşmamız, şanssızlık olarak niteleriz.
  Kritik yıllarda evli olanların, birbirlerine karşı daha anlayışlı ve olumlu davranmaları, stresten uzak kalmaları, dışarıdan gelebilecek olumsuz etkilere karşı dikkatli davranmaları. İş hayatında olanların, kritik yıllarda yeni yatırımlar da dikkatli davranmaları sonucu çok net olmayan işlerden uzak durmaları, her türlü riskli girişimlerden uzak kalmaları. Yeni iş hayatına başlayacak ve iş yeri kuracak olanların, kritik yıllarda atılımlardan uzak kalmaları. Olabilecek zararların ve üzücü olayların engellenmesini sağlayacaktır. Geçmişte kalan ve gelecek olan, dikkat etmeniz gereken yıllarınız:

2011-2013-2015-2021-2023-2025-2031-2033-2035-2041-2043-2045

(Kritik yıllarım o kadar isabetli ki, 2011 de yanlış evlilik yaptım. 2013 de boşanmak istiyorken askerlik yüzünden erteledim. Aldatıldim tek başına kaldım psikolojik sorunlar yaşadığım  iğrenç bir yıldı gerçekten. 2015 de hamile kaldım ve boşandım. Şuan 2021 deyiz. Aşkı evliliği artık geçtim, tek odağım kariyer sayılır tam zirveye gidiyorken oda yalan oldu. Bu yıl bu durumu daha da toparlayamazsam biter gibime geliyor.
 2022 'de de artık evleneyim bari napim 🤣 2023 gene kritik bir yıl bir yıl arayla bune ya )))

Bu yıllarda, gerekli önlemler alındığı takdirde karşılaşılması olası üzüntüler çok büyük ölçüde engellenecektir. Kritik yıllarınızı takip eden yıllar ise, ŞANSLI yıllarınızdır. Hayata yeni atılacak olan genç insanlar için, ilk kritik yıldan sonra gelen yıl, şanslı yılların başlangıcı olacaktır. İş kurma ve evlilik gibi çok önemli kararlarda, gençlerin şanslı yıllarında kararlarını uygulamaları, daima isabetli olacaktır.

Sağlıklı mutlu ve huzurlu bir hayat dileklerimle,
Celalettin İpekbayrak

12.02.2021

Algısal Sistem Nasıl İşler

Belli bir algı gücüne ulaşmak ve kimliğimizin oluşması için bazı gerçekliğimizin açığa çıkması gerekir. Beceremiyor ve sürekli aynı şeyleri tekrarlıyorsak sistem devreye girer ve  elimize tam 50 kilo acı ile 1 gram mutluluk verir. Ardından yaşam döngüsü devreye girer ve bunları  güzelce yedirerek karıştırmamızı ister. Ortaya çıkan hüznü bir kenara ayırmak maksadıyla  yastığımızın altına güzelce  koyarız. Geceleri uyumamak için ihtiyacımız olan tek şey . Zorunlu mu değil ama siz yapmazsanız sistem 50 değil tam 100 kilo acıyı pat diye önünüze atacak.

  Bundan sonrasında düşünecek bol bol vaktiniz olacak. İyi bir hafızaya sahip değilseniz not tutmanızı öneririm. Daktilo kağıt kalem yerine kendinize bir blog sayfası da oluştursanız olur. Zamanın önemi yok, her geçen gün bir diğerinin devamı olacak nasılsa.

  Sonra yazıyoruz aylarca yıllarca. Bizi hiç terk etmeyeceğini anlayınca yanında ne iyi gider diye tartışıyoruz aramızda.

  Günün sonunda laf olsun diye de dün bugünden farksızmış gibi geçmişi özleme taklidi yapıp, finalde güçlü bir duruş sergileyerek gidiyoruz.

Yaş mı? Onun bir önemi yok.

4.02.2021

Ah Yine' Merkür Retrosu!


 Çekilin kenara yer açın büyük felaket merkür geriliyor. Hayır nedir yanii. Merkür retrosu diye diye kafamızı ütüleyip duruyorlar. İnanmayin böyle şeylere dicem ama korkuyorum zaten ekranı kırık telefonumun.  Yanlış anlaşılmalar bi hayli artıyormuş bu dönemde. Kara kara düşünmekten anamız ağlayan bizler daha ne kadar neyi yanlış algılıyor olabiliriz.  Git geller yaşamaya devam ederken kafamızın daha da karıştığı, zihnimizdeki dalgalanmaların suyu bulanıklaştırması gibi durup durup az önce neyi düşündüğümüzü unutarak, şuan ki durumumuza bakıp derinlerden çıkamayan bizler.

Şu sorunun cevabını aydınlatalım?¿

 Hayatım ben odadan ne alacaktım?

 Demin aklımda birşey vardı, heeeh ne diyordum en son diye kala kalacağımız bir süreçten bahsetmek mümkün olabilir. 

Ah ben bugün on yıllık mevzuya kahrettim durdum. Üzülmek için geç olmamış mı diyenler olacaktır. Ne bilim üzülesim geldi işte,  üzülecek daha güncel birşeyim yokmuş gibi sanki.

 Daha demin 2017 den beri mesela, her yıl ki totemlerimde mutlu yuva aşık olacağım adam filan filan dileyip durmuşum. Halaaaa daha, olmamış mesela! Tam üzülmeye karar vermişken şükrettim kaldım. 

Düşün düşün buldum tüm cevapları.¿ Buda merkürün oyunu bence. Sen git yalancı uyuz ciğeri beş para etmez adama gönül ver. 
Gene bi böyle merkür retrosu günüydü hatta barda hatunlara servis yapıyorum. 
Tılsım dedim napıyorsun?
 Napıyorsun? 
Engelle. 
Engelle gitsin. Değmiyor işte. 1 senelik ciddi ciddi olan, yarıciddiyeti tartışılır iilişkime bastım engeli. Düpe düz aşık olduğum adama bay bay dedim. Mal mıyım? Geç kaldığım için epeyce bi malım.
1 senedir yalanın dibine dibine vurdu. Öyle böyle mutluyuz  birlikte diye ses etmiyorum ama baya baya yiyor bu beni. Bu kararı vereli de bugüne bugün tam bir sene olmuş.İyi ki diyorum, iyiki.

Merkür retrosu böyle birşey işte. 
Adamın aklını alır diyorlar ama vallahi benimki yerine geliyor gibi.
Birde şunu tesbit ettim kendimce de denedim, vuhuu uçuruyor. Zihinler bir bir bulanık tabii, çok çabuk sarhoş olunuyor. Vallahiii! Az önce servis yaptığım hatunlar demistim ya, birisi ayağa kalktığı gibi masayı devirdi. 
Sonrasın da tam bir hafta kapıya pencereye merdivene masaya camlara giren girene. Döne döne misafir topladık yerlerden. Merkür yüzünden.
Şakacı gezegen.
Hatunlar kahvaltıda başladı içmeye kocalar yerden kazıdı ben utandim. Çaktırma...
Konu dağıldı sanki biraz ama? Heh ne diyordum...
..........
Unuttum du bi kontrol edip geliyorum'
Retro mu yok ya korkulacak bir şey değil. Biri gelir biri gider. Hayat hep böyledir.  Ama sen gelmeyene hiç gitme. Johnnie Walker"
Bak gene yanlış anlaşıldım.


31.01.2021

Tarot imparatoriçe enerjisi

   Bir hikayeye başlamadan önce o hikayeye uygun bir giriş yapmak gerekirmiş. Bende öyle yapmaya çalışıyorum ama tek sorun hikayenin sonunu bilmiyorum. Bazıları ise daha hala muallakta. Bireysel hayat yolculuğu diyoruz ya hani sonu olmayan yolda ne aradığımızı bilmeden yürüyoruz yürüyoruz. Yolu yarıladığımızı hissetmeye başladığımız anda uyanmaya başlayıp aslında ne istediğimizi sorgulamaya başlıyoruz. 

 Bunca zaman ne istediğimi, gerçekte ne hissettiğimi bilmeden mi yaşadım? Bu kez sonsuz döngünün içinde kendimizi bulmaya çalışıyoruz. Evet aslında insan yüz yıllardır kendini arıyor. Aramayada devam edecek. Kelime oyunu değil bu, gerçek.

  Yüzlerce kez benzer şeyleri dinlediniz okudunuz algilamaya çalıştınız,  yaşadınız anlatmaya çalıştınız. Anlatmaya?  Anlatmaya çalıştığım noktadayım, tam da bu yüzden yazıyorum bunları ama anlatamam. 

 Ruh frekansı' algı boyutu daha ne kadar yükselebilir hiç bilmiyorum..

   Tam olarak aralıksız bir şekilde tarot bakmayı sürdüreli bir buçuk yıl oldu. Çıraklık dönemi  gibi bir süreçi tamamladım galiba. Şu sıralar tam  olarak bunu hissedip yaşıyorum çünkü. Çok insana faydalı olabildim mi? Şükür. Kendi sökügüme gelince işler tıkalı olunca...  Eee buna da şükür. Bir buçuk yıl önceki bilgi düşüncemle şuan ki arasında dağ var mesela diye düşünsem yanii...

   Önce sürekli araştırma yapan ben ortalama 6 ay sonra gibi bir süreçte  imparatoriçe enerjisini öğrendim. Yanii sürekli olarak uyumlandığım yerlere çekilirken buldum kendimi. Hah şimdi oldu galiba dediğim yerde bakıyorum aslında hiç olmamış. Ulan bu ımparatoriçe daha ne olabilir diyorum bazen sıkılıyorum kabul ediyorum ama heh! " bunlar hep süreç" deniyor ya. 

  Bi ara oyun olduğuna inandım kötü güçler bizi ele geçirdi dalga geçiyorlar noktasına gelip tarot bakmayı bırakamaya bile karar verdim. Tak bir hafta içinde enerjiler ayrıldı dediler. En az benim kadar kendini kanıtlamış kişiler de şaşırdı. O enerjiler birleşti mi hala hayır. Derseniz birleşir mi ? bence yine hayır. Hatta bireysel olarak daha da güçlendirdi süreç bizi.

 Bunu da buraya yazıyorum şimdiden "bireysel olarak daha da güçlendi" şimdi bi kaç ay sonra biri çıkar vay efendim bilgi çalıyorsun der. HAYIR EFENDİM YAŞIYORUM!! 

Tarota gelene kadar ne vadireler atlattı bu Tılsım Yılmaz yine de akıllanmadı. Anlattık o kadar bu blogda herşeyimizi .

 Bireysel olarak daha da güçlendi derken anlatıcam... Tarot da bire bir uyumlandıgım meraklısı olan herkese de önerdiğim bi deste vardı ya, benimle bağını koparttı. Çıkarlık diyorum ben şuan buna, bittigi için yani. 2 aydır tarot isteyen kimseye açılım yapmamak için direniş halindeyim, istemiyorum evet bakmak ıstemiyorum.

    Baya baya istemiyorum, yani bunu önce sordum kendime. Sen hayırdır? Kullanılmaktan yıpranan kenarları kopan destemin emektar görüntüsünü  daha çok seviyor olmama rağmen yakma isteği oluştu. Neden saklayamıyorum? Bir dönemi kapatabilmek için. İkna oldum.

  Açılımlarım derinleştiği için daha güçlü enerji de bana bire bir daha uyumlu deste seçmem gerekiyor. Keşke pat diye önüme düşse ama yok. Şimdiye kadar O kadar deste inceledim hiç birine o kadar ısınamadım. Şifa çalışmaları için karışık çok farklı destelerden yardım alıyoruz tabii ki ama bana eşlik edecek o deste? Yapabilsem oturup kendin yapmak istiyorum aslında...   

  Bu benim enerjisel boyutum. Bireysel adımımın en büyük parçası olabilir. Bu yazıyı kaleme aldığım andan itibaren daha öncesinde bir kez bile ücretli danışmanlık yapmadım. Çevremdeki insanlara yardımcı olmak boynumun borcu gibi davrandığımı düşününce üzerine borclandigim bile düşünülebilir. 10 gün üst üste, on günde bir başıma tüneyen insanları düşününce bu denli arsızlığa rağmen, birlikte bir yol almış olduğumuz için, yine de mutluyum. 

   Ancak kartlarımın bana veda edişi şey gibi. Yoruldun bi dur, insanları enerjinle besleyerek kendini yok ediyorsun. Enerjiler derinleştikçe herkese yetecek kadar enerjim olmadığını  olmadığını fark ettim. Birileri kırılmasın mutlu olsun diye kimseyi enerjimle beslemek istemiyorum artık. Yapılan iyilik kalıcıdır, karşılık tabii ki beklemeyiz. Ancak bu yolda ki en büyük öğrenimim de şu.  - Hergun uyanıp bir yola çıkın, o yoldan gelirken yanınızda türlü hediyeler getirin ve bunu sevdiğiniz bir kişiye verin ve bunu farklı insanlar için hergün tekrarlayın.. Kulağa korkunç geliyor değil mi? Karşılığı yok çünkü.

 İlişkiler de en çok bu hatayı yapıyoruz işte. Günün sonunda o hediyeyi verdiğimiz kişi " bugün sen nasılsın" bile demiyorken.

 Yani anlıyorum kii. KENDİM İYİ DEĞİLKEN BAŞKALARINI İYİ EDEMEM. 

Bu çok yorucu...

Alma verme dengesi diyorlar yaa" Ücretli tarot bakanları anlayın" başkalarını sifalandırırken hastalanıyoruz." herkese saf gibi paralar ödeyin de demiyorum. Enerjisinin size uygun oldugunu hissettiğiniz kişiden danışmanlik alın" 

 Dini inancı yöntemi fark etmeksizin size yardımcı olan ("yardım istediğiniz!!!") Kkişileri hafife almayın. 

" Hadi bi açı ver 5 dakika" diyenlere önerim sen açı ver bi 5 dakika. 

  ****Imparatoriçelerin hayatlarında bir ilişki var mı süreçleri ne boyutta şuan bilmiyorum. Açılım yapan takip ettiğim bi kanal vardı ara ara uyumlandığım son zamanlarda hiç sarmayan. Yine de bakıcam tabii ki inkar yok. 

 Hayatım da kimse yok, öyle bir beklentim de yok. Mutluluk algım tamamen değişmiş bile olabilir. Hatta olaya artık kadın erkek olarak bile bakmak ıstemiyorum. Cinsiyet algısı kafamda o kadar silikleşti ki. Cinsiyet  fark etmeksizin hayatıma giren insanları bir bütün olarak düşünüyorum. Karşı cinse elbette ki ilgim var ve hayatıma girecek " girebilmeyi hak edecek" eril enerji nasıl olmalı diye sorulsa. 

   Kısaca; bi erkek nasıl olmalı  diye sorulduğunda fiziksel gücü bir yana, (bu benim sectigim bir özellik bence kesinlikle değil. :)  fiziksel olarak vücudumuz neyse yine kendine uygun olan kişileri çektiğini düşünüyorum çünkü) içsel olarak degerlendirdigimde "benden çalmayan" eril gerçek bir erildir derim.

  Maddi manevi benden götürmeyecek. Enerjimle beslenip beni basamak olarak kullanmayacak. 

Bu bi ilişki olmuyordu zaten dimi?

 Öyle ise? 

Benim algımda olan kişinin otomatik olarak bana çekilip hiç bir proje strateji gerektirmeden hiç bir çaba sarf ettirmeden eşit şartlarda beni yaşaması gerekmiyor mu? Büyüleyici bir his. Adına ne koyarsanız koyun. 

 Bütüne bakınca Ilişkiler, aile , iş yada diğer faktörler hepsi kişisel süreçte araç. Bağımlılıkları uğruna kendini kişi ve maddeye bağlı gibi gösteren insanların tek sorunları aslında kendileri.

  Birini terk ettiğimde yada terk edildiğimde tek bir gerçek vardır. Onunla yaşamak istemiyorum. Dış koşullar sadece bahanedir. Bu yüzden  ben enerjilerimi sömüren mış gibi yapan, güçlü durmayı başaramadıgı için kendine acıyıp acındırarak ayakta durmaya çalışan insanları yakınım da dahi istemiyorum. 

Bu durumda ben aslında yanlız değilim. Doğru insanları etrafıma toplamaksa benim görevim değil. 

Bi söz okumuştum isabetli geldi. 》Sen seni anlayana mucizesin ♡

29.07.2020

Katina destesi falı hakkında merak edilenler ve bilinmeyenler

 
 Bu başlığı açmayı kendime resmen borç bildim. Daha önce tarot kartlarım adı altında başlık açmıştım. Her bir deste için ilerleyen zamanlarda detaylı yazılar hazırlar mıyım bilmiyorum ama bu deste için gerekli gördüm.
  Sürekli kullandığımız onlarca kartlardan farklı olarak, kendine ait bir özel enerjisi olduğu fikrini bu kartlara sahip olabilmiş neredeyse herkes  bilincine taşımış.
  Ben kendi adıma klasik bir tarot okucusu olarak kartlarımın benim düşünce kalıplarımla yaydığım enerjiyle orantılı olarak motivasyonumu yükselterek bilgelik kazandırdığını her zaman kalbimin sesini dinleyip inanca ve duaya sığınarak olumsuz olan herşeyin ne derecede hayrıma işlediğini açıkça bildiren. Bazen inanıp görmek istemedigim durumlarda ısrarla gözüme sokan, dengeli olmam gerektiği bilincine sahip olmak konusunda ısrarla ışık tutan (madde dünyasında ruhsal boyutta bizi uyaran bir gizeme sahipler) üstelik inanç kalıplarımız neyse o çizgiyi aşmadan yapan. Gercekten yaydığımız inanç enerjisine göre uyumlanan kartlar olduğunu biliyoruz.
 
 Şimdi tam tersini baz aldığımda şunu fark ediyorum. "Allahım hayırlısı neyse öyle olsun sen daha iyi bilirsin diyerek, ben falan konuda yanlış mı düşünüyorum acaba diye sormak yerine, ısrarla istediğim bir konuda direnç gösterip hırs yapsam bir süre sonra eminim ki o doğrultu da enerjileri de çekmeye başlarım.

Yani biz neysek tarot kartlarımızda o.

 Öncelikle tarotu bilmeyenler için bunu bir açıklıga kavuşturmak istedim. Dediğim gibi kartlar sadece maddesel bi kalıp, hissederiz anlam veremeyiz bazen bazı durumlarda kartlar  bizi onaylar. Bilinç altımızda kendimize bile itiraf edemediklerimizi gösterir bazen. Israrla sevmiyorum deriz mesela direnç gösterir mantık süreriz. Kartlar korkuları gösterir ve derki seviyorsun kaçma gibi.

Şimdi;

  Buna neden özellikle değindiğime gelince. Katina  hakkında gunlerdir olabildiğince bilgi toplamaya çalıştım. Geçmişte yazılmış bi forum sayfasında mesela yüzlerce yorum okudum, yeni deneyenler öğrenme bilincini açığa çıkaranlar. Tarotla kiyaslayıp Katina 'nın bütün gizemi ortaya dökmesinin karşısında tarotu hiçe sayanlar.

  Bir defa olaya sadece gelecek kehanetinde bulunarak Fal gözüyle bakanlar önce bir kenara çekilsin. Tarotu yukarıda açıkladım. Fal olarak baz aldığımızda evet Katina tartışılmaz güçte.
Resmen ince bir çizgide, öyle iyi ayar tutturulmuş ki.
  Düşünsenize ne denli bir icat geçmişten günümüze gelip parmaklarımızın arasında durup bize kaderi okuyabilir? Bunu hiç düşündünüz mü. Üstelik bunu dalga geçercesine yapacak. Insan ruhunu esir alabilecek her hangi bir ruh obje vs. Insana iradesi dışında davranmayi sağlayacak yapılan bir takım yasaklanmış işler. Katinanin büyülü olduğunu anlamak her insanda farklı farklı şekillerde  bilince çıktığını yüzlerce yorum arasında gördüm.

 Her insan direnç inanç kalıpları neyse ona göre şekil alıyor.

 Ben bu kartlara sahip olmayı diğer destelerden bi tık farkla eskiye olan merakım yüzünden daha çok ilgi duydum. Nokta atışı açımlar bir yana merak ettiren ilgi uyandıran bir yönü kesinlikle var.
Beklentim kesinlikle çok seveceğim bir deste olacakken, ilk yaşadığım hissiyat ürperti soğukluk ve mide bulantısı. Hiç bir destenin alır almaz böyle bir his verdiğini hatırlamıyorum.

  İkinci aşamada kartları tek tek incelemek vardır onları tanırsın. 2 adet mag  dedikleri büyücü kartları 4 tanede ruh kartı var. Bunlar dışında kadın erkek karakterlerin her birinin kişisel kimliğini  hissedebiliyorsunuz. ( destenin arkasındaki siyahlı kadının kendinden emin kurnaz tehditkar bakışları gibi)
Asıl konu Ýing ve yang dengesi gibi iyi ve kötü olarak tanımlanmış kadınların  (benim hissiyatim) iyi olan bomboş yani hiç birşey hissettirmezken onun aksine kötüyü temsil eden kartdan boğucu yoğun bir ağır enerji hissediyorsunuz. Benim ilk düşüncem desteden bu kartı çıkarmak olmuştu.

   Ruhlara gelince iki ruh kartından enerji hissedebilmeme rağmen diğer ikisi yine boş gibi. "Selena ve Arimandan bahsediyorum"

 Normalde hiç bir deste için ilk elinize aldıgınızda bu kartta birşey var gibi demezsiniz. Özellikle altını çiziyorum, normalde her kartın anlamını bilmek onlarla bağ kurmak yıllarınızı bile alabilir. Bunuda çoğu kez resimleri bilinç altınıza işleyerek yapmış olursunuz.

 " Kafama takılan bir diğer soru, araştırmalardan da gördüğüm yıllarca ısrarla kullanan, hatta bundan başka deste sevmeyip sadakatle bağlı olan kötü birşey yok bazıları kuruntu yapıyor gibi görüşler beyan eden bunun tartışmasına giren belli bir kesim de var. " tartışılamaz bence.  Çünkü bu kişiler ama bilerek ama bilmeyerek kartlara uyum sağlamış kişiler. 

Yıllarca bakanlar hakkında ise şahsi fikrim bence herşeyi zaten biliyorlar. Tercih meselesi. Çünkü temelde yapılış amacı neyse o amaçla varlığını sürdürmeye çalışan bizlere kadar ulaşmış bir Maji türü olduğu inkar edilemez.

   Kitap kartların piyasaya sürülmesi ve olduğu gibi bir şekilde toplatılması bile bence bu sayede sadece gerekli kişilere ulaşması amaçlanmış gibi. Yani tesadüf olamaz. Bunu yapanda yaptiranda biliyordu. "Katina' nın notunda emanetini Mara'ya ulaştırması ve " ustaca yay bunu" cümlesini de iceren notunu bırakması bile tesadüf olmasa gerek.
 Yapılması gerekenleri eminim ki kartların kehanetleri arasında zaten mevcuttu.

 O sizi çekiyor alıyorsunuz güçsüz olan gidiyor. Dokunamıyor bile bu kağıtlara. Güçlüler ise seçim yapmak zorunda kalıyor. Ya hep ya hiç gibi bir durumla burun buruna geliyorsunuz. Ve sanki dünyayı elinizde tutuyormuscasına da sizi güçlü hissettiyor. 
     Derinlerde o duyguyu da yaşıyorsunuz  yani. Sonrasında benim hissettiğim kafamı karıştırmaya çalışıyor oluşu ve kurnazlıkla ya hayır diyecek yada evetle sonunu bilemeyecegin bir yolculuğa çıkacaksın. Hayır dediginiz de ise zaten size asla fayda sağlamayacak birseyden bir an önce kurtulma hissi. Yıllarca rafta bekletenler bence hala uyanamamış olabilirler  veya bir diğer sahibine ulaşmayı bekliyor. Ne kadar paronayak bir durum değil mi. Korku filmi gibi.
 Bi forum sayfasında yıllar önce birinin tesbitini okumuştum baştan sona onaylıyorum.

2008 yılında yazılmış bi forumdan alıntı
 forumun linkini yorumlar kısmına bırakıcam 

   Hakkında çok şey konusulmuyor da aslında. Derinlere inince gerekte yok zaten. Bazı inanç kalıplarına çokta aykırı bi durum değil. Tercihler işte. Ancak benim düşüncem kimsenin başkasının hür iradesiyle kukla gibi oynamak kimsenin hakkı değil.

   Benim zorumla benimle olan insanla mutlu olamam mesela. sırf çıkarları için yanımda kalmayı seçen insanları hayatımdan uzaklaştırdığım gibi onları da istemem. Ruhumu özgür hissetirmeyecek hiç bir araç amaç olamaz.
  Herkesin öz sevgiye, iç huzura ulaşması dileği ile. Kendini bilmeyen insan sonunu öğrense ne fark eder. Son zaten belli değil mi.

Sonunda yaktım.
   Tam bu işlemi yapana kadar kendi içimde yaşadığım mücadeleyi tarif edemem. İçimden bir ses iyi olmadıklarını bile bile bir an önce bundan kurtulmazsam bir gün şuursuzca kullanıyor olacağımı söylerken diğer taraftan bir ses birsey olmaz dursun bi kenarda diye baskı yapıyor.. Açıkçası on gündür evin içinde köşe kapmaca oynuyorum. Zihnim bulanık durduğu yerde bile enerjimi emiyor sanki. Alt tarafı 3 açılım yaptım, diğer destelerimle dahi aram açılmış hissi.
   ( Enerjisi ağır ondan diyecekler var biliyorum. Normal tarotta nazar gibi bi durum olduğunda da enerjiler ağırlaşıyor ne demek olduğunu iyi biliyorum)
    Kendi deste mi bile ilk kez bu süreçte göresim gelmediğini fark ettim. Üzerinde negatif bi güç olduğuna emin olmasam  sevecek gibiyim. Ah iyi olsaydın iyi diyorum. O kadar takildim ki bu duruma desteye bile sordum iyi misin kötü mü diye. ATTART VAAL ve BOŞLUK cıktı. Artık ne anlarsanız.

*Bu arada boşluk kartındaki gerçekten boşluğun içersin de haps olmuş gibi duran kılsız tüysüz bir adam sülietini hiç fark ettiniz mi?


-Son zamanlarda internet üzerinden ikinci el deste satışının arttığını gördüm. Bu destenin sıfırı bile riskliyken  insanların "sırf pahalı" diye baş edemediği desteyi yakmak yerine! satarak elden çıkarmak istedigi ! Desteyi ALMAYIN!. ikinci el desteler daha ağır olur. -Hangi deste olursa olsun ikinci el tercih etmeyin...!!Herkesin yapabileceği bir iş değil bu. ! Özellikle söz konusu Katına destesiyse*